-
Nis 08 2024 BİRLEŞME VE DEVRALMA SÜREÇLERİNDE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKENLER
Bir sözleşme bağlamında iki veya daha fazla ortaklığın tasfiye olmaksızın bir ortaklık çatısı altında ya da yeni kurulmuş bir ortaklık adı altında iktisap edilmesi birleşme olarak tanımlanmaktadır. Birleşme iki farklı şekilde gerçekleşebilir:
•Bir ticaret şirketinin diğerini devralması: “devralma şeklinde birleşme”;
•Ticaret şirketlerinin yeni bir şirket içinde bir araya gelmeleri: “yeni kuruluş şeklinde birleşme”.
Devralma veya satın alma işlemi ise kısaca bir şirketin paylarının veya malvarlığının tamamının veya bir kısmının belirli bir bedel karşılığında devre konu olmasıdır.
Birleşme ve devralma süreçleri, yatırımcılar ve girişimciler için karmaşık ve önemli adımlardır. Şirketin büyümesini ve gelişmesini sağlamak, pazar payını yükseltmek, verimliliği arttırmak şirket birleşme ve devralmalarının önemli sebepleri arasında gösterilebilir.
Bu yazımızda kısaca yatırımcıların ve girişimcilerin birleşme ve devralma süreçlerinde neleri göz önünde bulundurması gerektiğinden bahsedeceğiz.
1.Durum ve Risk Tespitinin Yapılması
Yatırım alacak bir şirketin, potansiyel yatırımcı veya alıcılar tarafından detaylı bir incelemeye tabi tutulması kaçınılmaz bir süreçtir. Bu inceleme sürecinde, şirketin tüm kurumsal belgeleri, finansal tabloları, malvarlığı, sözleşmeleri, ticari kayıtları ve davaları başta olmak üzere bir dizi belge ve bilgi üzerinde inceleme yapılarak şirketin mali ve hukuki durumu hakkında derinlemesine analiz yapılır. Bu belgeler, genellikle fiziksel veya sanal ortamda belirli bir süre ile kısıtlı olarak potansiyel yatırımcı veya alıcıların incelemesine sunulur.
Bu tespit yalnızca hukuki, finansal ve vergisel açıdan yapılabilecek olmakla birlikte, planlanan işlemin özellikleri göz önünde bulundurularak teknik, çevre mevzuatına uyum gibi konularda da durum ve risk tespiti yapılması gerekebilecektir. Özellikle yatırımcıların birleşme ve devralma süreçlerinde yatırım yapmak istedikleri şirket bünyesinde alanında uzman kişiler vasıtasıyla durum ve risk tespiti yaptırması ve yatırım yapmadan önce şirketin resmini görebilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu şekilde yatırımcı tarafından devralma bedeli doğru bir şekilde belirlenebilecektir.
2.Pay Sahipleri Sözleşmesinin İncelenmesi
Bir şirketin belirli oranda paylarını devralmadan önce dikkat edilmesi gereken önemli konulardan biri de payları devralınacak şirkette mevcut bir pay sahipleri sözleşmesinin olup olmadığının incelenmesidir. Bu sözleşme genellikle şirketin yönetimi, pay sahiplerinin hak ve sorumluluklarını düzenleyen, muhtemel uyuşmazlıkların önlenmesi ve pay sahipleri arasında gizliliğin korunmasını sağlayan sözleşmelerdir. Pay sahipleri sözleşmesi ile bazı pay sahiplerine kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda imtiyaz tanınabilmekte olup şirket paylarının çoğunluğu devre konu olmuş olsa dahi şirketin kontrolü devralana geçmeyebilmektedir. Bu nedenle pay sahipleri sözleşmesinin hükümleri devralma sürecini etkileyebilecek niteliktedir ve bu sözleşme içerisinde yer alan imtiyazlar, satışa zorlama hakkı, ön alım hakkı gibi haklar eğer dikkatlice analiz yapılmazsa bu sürecin gerçekleşmesini de engelleyebilecektir.
3. Rekabet Etmeme ve/veya Çalışanları Ayartmama Gibi Konuların Devir Sözleşmesine Konu Edilmesi
Birleşme ve devralma süreçlerinde tamamı veya bir kısmı devralınan şirketlerde şirket için kilit personellerin ve paylarını devreden pay sahibinin durumu yatırımcı için yatırım yaptığı şirketin faaliyetlerine eskisi gibi devam edebilmesi, müşteri çevresinin kaybedilmemesi gibi konular yönünden büyük önem arz etmektedir. Devrolunan şirket pay sahiplerinin, devrolunan şirket ile rekabet içerisinde olabilecek aynı veya benzer bir faaliyet alanında tekrar çalışması, eski müşterilerin veya kilit personelin yeni kurulacak bu şirkete devri gibi konuların tüm bu süreç içerisinde göz önünde bulundurulması ve taraflar arasında imzalanacak devir sözleşmesine konu edilmesi gelecekte bu yönde yaşanacak ihtilafların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.
Yine aynı şekilde planlanan işlemin niteliğine göre çalışanların durumu, toplu iş sözleşmesinin ve iş yerinde sendikalaşmanın varlığı da yatırımcı ve girişimcinin göz önünde bulundurması gereken konulardan biridir.
4. Rekabet Kurumu İzni
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak nitelikteki birleşme ve devralmaları yasaklamaktadır. Bununla birlikte hangi birleşme ve devralmaların hukukî geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurulu’na bildirilerek izin alınması gerektiği Rekabet Kurulu tarafından belirlenmiştir. Buna göre bir birleşme veya devralma işleminde;
•İşlem taraflarının Türkiye ciroları toplamının yedi yüz elli milyon TL’yi ve işlem taraflarından en az ikisinin Türkiye cirolarının ayrı ayrı iki yüz elli milyon TL’yi veya,
•Devralma işlemlerinde devre konu varlık ya da faaliyetin, birleşme işlemlerinde ise işlem taraflarından en az birinin Türkiye cirosunun iki yüz elli milyon TL’yi ve diğer işlem taraflarından en az birinin dünya cirosunun üç milyar TL’yi aşması halinde söz konusu işlemin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Kuruldan izin alınması zorunludur.
•Türkiye coğrafi pazarında faaliyet gösteren veya ar-ge faaliyeti olan ya da Türkiye’deki kullanıcılara hizmet sunan teknoloji teşebbüslerinin devralınmasına ilişkin işlemlerde; yukarıda yer alan iki yüz elli milyon TL eşikleri aranmaz.
Kontrolde kalıcı değişiklik meydana getirecek şekilde, anılan parasal eşiklerin aşılması halinde veya teknoloji teşebbüslerinin devralınmasına ilişkin işlemlerde (yukarıda belirtilen şartların bulunması koşuluyla) Rekabet Kurumundan izin alınması gerekecektir. Birleşme ve devralma işlemlerinde yatırımcıların bu eşiklere dikkat etmesi ve ilgili başvuruları devir süreci tamamlanmadan önce sonuçlandırması gerekmektedir.
5. Resmi Kurumlara Bildirim/İzin
Yatırımcı ve girişimcilerin birleşme ve devralma süreçlerinde rekabet kurumu dışında, birleşme ve devralmaya konu şirketlerin faaliyet alanlarına göre değişmekle birlikte, Sermaye Piyasası Kurumu (“SPK”), Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (“TCMB”), Ticaret Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”) gibi başka resmi kurumlardan izin alması veya birleşme ve devralma süreçleri öncesinde bu kurumlara bildirim yapması gerekmektedir. Örneğin bankacılık mevzuatı bakımından değerlendirme yapmak gerekirse, Bankacılık Kanunu m.19 uyarınca bankaların birleşmeye tabi olması halinde BDDK izni aranmaktadır.
Yine devre konu şirketlerin sahip olduğu lisansların birleşme işlemi neticesinde devralan şirkete geçip geçmeyeceği veya şirketlerin yeniden lisans başvurusu yapıp yapmayacağı da yatırımcılar ve girişimciler tarafından önem verilmesi gereken bir konudur. Eğer birleşme işlemi neticesinde şirket faaliyet göstermesi için gereken lisansı kaybediyorsa bu sürecin de devir işlemi öncesinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Sonuç
Birleşme ve devralma süreçlerinde yatırımcı ve girişimcilerin durum ve risk tespiti yapılması, rekabet etmeme, resmi kurumlardan izin alınması gibi hususlara dikkat etmesi gerektiği kadar devre konu şirketin devir öncesi uygulamaları ve gelecekte ortaya çıkabilecek riskler göz önüne alınmalıdır. Bunun için devre ilişkin sözleşmelerde devreden taraftan beyan ve tekeffüller alınarak verilen beyana aykırı bir durumla karşılaşılması durumunda tazminat talebi düzenlenebilir ve özellikle riskli görülen konularda (çevre mevzuatı, davalar vb.) o konuya özel geleceğe yönelik belli bir limite tabii olmayan tazminat talep edilebilir. Yine son olarak her iş için ayrıca pazar ve rekabet analizi yapılması, çalışanların ve şirket kültürlerinin birbirleriyle uyumu gibi konulara da oldukça dikkat etmelidir.