• Yeni Kabul Edilen AB Veri Yasasının Önemli Noktaları

     

    Yeni Kabul Edilen AB Veri Yasasının Önemli Noktaları

    1. Giriş

    Avrupa Birliği’nin 27 Kasım 2023 tarihinde kabul ettiği, verilere adil erişim ve verilerin kullanımına ilişkin uyumlaştırılmış kurallar hakkındaki Düzenleme (“Veri Yasası” veya “Yasa“), dijital ortamın yeniden şekillendirilmesine yönelik önemli bir yasal çabayı temsil etmektedir.

    Yasa, veri ekonomisinde adilliği geliştirmeyi, piyasa rekabetini teşvik etmeyi ve veri tarafından yönlendirilen inovasyonu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Yasanın önemli bir yönü, üreticiler ve hizmet sağlayıcıları tarafından; kullanıcılara (bireylere veya işletmelere) ürün ve hizmetlerinden üretilen verilerine erişmelerini, bunları yeniden kullanmalarını ve üçüncü taraflarla paylaşmalarını sağlama zorunluluğudur.

    Bu hukuk bülteni, Veri Yasası’nın ana unsurlarına ilişkin kısa bir genel bakış sunmakta ve Yasa’nın işletmeler ve tüketiciler açısından sonuçlarını vurgulamaktadır.

    1. Ana Hedefler

     

    • Veri Tahsisinde Adillik: Yasa, veriden elde edilen değerin dijital ortamdaki çeşitli aktörler arasında eşit dağılımını sağlamayı hedeflemektedir.
    • Veri Piyasasının Canlandırılması: Yasa, veri piyasasının rekabetçi ortamını canlandırmayı amaçlamaktadır.
    • Veri Odaklı İnovasyon: Yasa, verileri daha erişilebilir hale getirerek inovasyon için yeni yollar açmaktadır.

     

    1. Önemli Hükümler

     

    • Sağlayıcı Değiştirme Kolaylığı: Yasadışı veri aktarımını önlemeye yönelik mekanizmaların yanı sıra, veri işleme hizmet sağlayıcıları arasında kolayca geçiş yapılmasını kolaylaştıracak güvenceler mevcuttur.
    • Birlikte Çalışabilirlik Standartlarının Geliştirilmesi: Sektör genelinde verilerin yeniden kullanımı için birlikte çalışabilirlik standartlarının geliştirilmesi vurgulanmaktadır.
    • Artırılmış Veri Erişimi ve Kontrolü: Hem bireyler hem de işletmeler, güçlendirilmiş taşınabilirlik hakları sayesinde bağlantılı ürünler tarafından üretilen veriler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmaktadır. Bu aynı zamanda farklı hizmetler arasında veri kopyalama veya aktarma imkanını da içermektedir.
    • Mevzuatın Kapsamı: Yasa, Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazları tarafından üretilen verileri ele almakta ve cihazların kendisinden ziyade veri işlevlerine odaklanmaktadır.
    • Ticari Sırların Korunması: Yeterli düzeyde ticari sır ve fikri mülkiyet koruması sağlanmakta, veri paylaşımı ile suistimale karşı önlemler arasındaki menfaatler dengelenmektedir.
    • Veri Paylaşımı ve Tazminat: Yasa, özellikle KOBİ’leri adil olmayan anlaşmalardan koruyarak veri paylaşımı sözleşmelerindeki dengesizliklere karşı önlemler içermektedir.
    • Acil Durum Veri Erişimi: Kamusal acil durumlar gibi istisnai durumlarda, kamu sektörü organlarının gerekli özel sektör verilerine erişmesi için (uygun tazminat tedbirlerini de içeren) mekanizmalar sağlanmaktadır.

     

    1. Tüketici Faydaları

     

    • Bulut Sağlayıcı Esnekliği: Tüketiciler bulut sağlayıcıları arasında kolayca geçiş yapabilecek, gelişmiş birlikte çalışabilirlik standartlarından ve yasa dışı veri aktarımlarına karşı korumalardan yararlanabilecektir.
    • Uygun Maliyetli Satış Sonrası Hizmetler: Yasanın, bağlantılı cihazlar için daha uygun fiyatlı ve verimli satış sonrası hizmetlere yol açması beklenmektedir.

     

    1. Akıllı Sözleşmeler

    Yasa, veri paylaşımı anlaşmalarındaki akıllı sözleşmeler bakımından kritik hükümler getirmektedir. Yasa’nın ilgili bölümü, hataları ve yetkisiz manipülasyonları önlemek için güçlü erişim kontrolü vasıtasıyla akıllı sözleşmelerin sağlamlığını temin etmektedir. İstenmeyen işlemlerin engellenmesi bakımından akıllı sözleşmelerin sonlandırılması veya kesintiye uğratılması için güvenlik mekanizmaları zorunlu kılınmaktadır. Ayrıca, denetlenebilirlik için işlem verilerinin ve akıllı sözleşme ayrıntılarının arşivlenmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Yasa, yönetişim ve sözleşme katmanlarında sıkı erişim kontrolünü vurgulayarak akıllı sözleşmelerin veri paylaşım anlaşması şartlarına sıkı sıkıya bağlı kalmasını sağlamaktadır. Akıllı sözleşmelerin bu şekilde düzenlenmesi, dijital işlemlerde güven ve verimliliği desteklemeyi amaçlayan blok zinciri ve dağıtık defter teknolojilerinin yasal çerçevelere artan entegrasyonunu vurgulamaktadır.

    1. Yönetişim Modeli

    Üye devletler arasında esnekliği sağlamak amacıyla, üye devletlerin uygulama ve yürütme görevlerini ulusal düzeyde organize etmelerine ve belirlenen ‘veri koordinatörlerinin’ irtibat noktaları olarak hareket etmelerine imkan sağlanmaktadır.

    1. Yürürlüğe Giriş Tarihi

    Yasa, yakın zamanda AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanacak, yayımlandıktan 20 gün sonra yürürlüğe girecek ve yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 20 ay sonra uygulanabilir olacaktır. Bununla birlikte, yürürlüğe giriş tarihi bakımından yeni ürünler ve bağlantılı hizmetlerle ilgili olan hükümler yürürlük tarihinden itibaren 32 ay içinde uygulanabilecektir.

    Sorularınız için bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

    Kaynakça:

    Data Act: Council adopts new law on fair access to and use of data – Consilium (europa.eu)

    pdf (europa.eu)

  • Recent Legislative Amendments in Turkey On Payment Services And Electronic Money Issuance and Payment service Providers

    The legislative amendments in Turkey regarding payment services and electronic money issuance, as well as payment service providers, are currently a notable topic on the agenda. This legal bulletin compiles the amendments made in this scope over the last two months for your information.

    In this context, the primary amendments to the Regulation on Payment Services and Electronic Money Issuance and Payment Service Providers (“Regulation”) and the Communiqué on Information Systems of Payment and Electronic Money Institutions and Data Sharing Services of Payment Service Providers in the Field of Payment Services (“Communiqué” or “Payment Services Communiqué”), as amended by the Official Gazette dated October 7, 2023, and numbered 32332, are tabulated below.

    Additionally, published in the Official Gazette dated November 4, 2023, and numbered 32359, and effective from the same date, the Amendment to the General Communiqué of the Financial Crimes Investigation Board (Serial No: 19) by the Communiqué on Amendments (Serial No: 25) (“Amendment Communiqué”) has ensured uniformity in the regulations concerning the acquisition of customers by payment and electronic money institutions through remote identity verification. Detailed information can be found in the last section of this legal bulletin.

  • Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Türkiye’deki Güncel Mevzuat Değişiklikleri

    Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Türkiye’deki Güncel Mevzuat Değişiklikleri

    Ödeme hizmetleri ve elektronik para ihracı ile ödeme hizmeti sağlayıcıları hakkında Türkiye’deki mevzuat değişiklikleri gündemde olup, işbu bilgi notu ile son iki ay içerisinde bu kapsamda yapılan değişiklikler derlenerek bilgilerinize sunulmaktadır.

    Bu kapsamda öncelikle; 7 Ekim 2023 tarih ve 32332 sayılı Resmî Gazete ile değişiklik getirilen Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) ve Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemleri ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcılarının Ödeme Hizmetleri Alanındaki Veri Paylaşım Servislerine İlişkin Tebliğ’inde (“Tebliğ” veya “Ödeme Hizmetleri Tebliği”) yapılan ilgili değişikliklerden başlıcaları aşağıda tablolaştırılmıştır.

    Ayrıca; 4 Kasım 2023 tarihli ve 32359 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 19)’nde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ (Sıra No: 25) (“Değişiklik Tebliği”) ile ödeme ve elektronik para kuruluşlarının uzaktan kimlik tespiti yolu ile müşteri edinebilmesine ilişkin mevzuatta yeknesaklık sağlanmıştır. Detaylı bilgiye işbu bilgi notunun son bölümünden ulaşabilirsiniz.

     

     

    Yönetmelik ile Getirilen Değişiklikler

    Dijital Cüzdan

     

    Tanımı

    Müşterinin tanımladığı ödeme hesabına veya ödeme aracına ilişkin bilgilerin saklandığı bir

    –        elektronik cihaz,

    –        çevrim içi hizmet veya

    –        uygulama

    olarak sunulan ve müşteriye, tanımladığı ödeme hesabı veya ödeme aracına ilişkin bilgileri kullanarak ödeme işlemi gerçekleştirme imkânı sağlayan ödeme aracını ifade eder.

     

    Kim Tarafından Sunulabilir?

    Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları (“ÖHS”):

    1)     5411 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar.

    2)     Elektronik Para Kuruluşları.

    3)     Ödeme Kuruluşları.

    4)     PTT.

    Not: “Kuruluş” ifadesi ise Elektronik Para ve Ödeme kuruluşlarını kapsamaktadır.

     

    Asgari Lisans Şartı

    Dijital cüzdan hizmeti sunacak kuruluşun, asgari olarak ödeme aracının ihracı ile sınırlı olacak şekilde ödeme aracının ihraç veya kabulü kapsamında faaliyet gösterebilmesi için yetkilendirilmiş olması gerekir.

     

    Ek Lisans Şartları

    Genel olarak dijital cüzdan kullanılarak müşteriye sunulan hizmetlere göre, kuruluşun asgari lisansa ilave olarak gerçekleştireceği faaliyetin kapsamına ilişkin ilave lisansları da alması gerekir.

     

    İşyerinde Kullanımda Ek Lisans

    Dijital cüzdanın işyerlerinde ödeme yapmak için kullanılması durumunda, ödemede kullanılan fonun, dijital cüzdanı sağlayan kuruluş aracılığıyla transfer edilmesi için bu kuruluşun elektronik para ihraç etme lisansı olmalıdır. Dijital cüzdana tanımlanmış olan ödeme hesabı veya ödeme aracının işyerinde gerçekleştirilecek ödeme işleminde doğrudan kullanılması için işyerine gerekli ödeme hizmetlerini dijital cüzdan hizmeti sunan kuruluşun sunması nedeniyle ödeme işlemine ilişkin fonun dijital cüzdan hizmeti sunan kuruluş üzerinden aktarılması bu kapsamda değildir.

     

    Dijital cüzdanla işyerlerinde ödeme yapılırken, başka bir ÖHS’nin ödeme hesabı ya da ödeme aracı doğrudan kullanılacaksa, kuruluşun ödeme emri başlatma hizmeti lisansına sahip olması şarttır.

     

    Dijital Cüzdan Hizmeti Kapsamına Girmeyen Haller

    ·        Sadece hizmeti sunan ÖHS nezdindeki ödeme hesabı ve bu ÖHS tarafından çıkarılan ödeme aracının tanımlanabildiği ve saklanabildiği elektronik cihaz, çevrim içi hizmet veya uygulamalar.

    ·        Mevzuata uygun olarak hassas müşteri verilerini işyeri veya ÖHS adına saklayan fakat müşteriyle doğrudan hukuki işlemde bulunmayan ve ödeme işleminin hiçbir anında ilgili fonun sahibi olmayan tüzel kişilerin sunduğu hizmetler.

    ·        (Kural olarak) Elektronik parayı ihraç eden kuruluşun sadece kendi mağaza ağında, sadece belirli bir mal veya hizmet grubunun satın alınmasında veya yapılan bir anlaşma sonucunda sadece belirli bir hizmet ağında kullanılabilen ön ödemeli araçlar.

     

     

     

     

    Ödeme Aracıyla İlgili Getirilen Yükümlülükler

    (31/03/2024 tarihinde yürürlüğe girecektir)

     

    Kim Yükümlü

    Ödeme aracı ihraç eden ÖHS

     

    Hangi Hallerde

    ·        Ödeme aracı ihraç eden ÖHS’nin birden fazla kartlı sistem kuruluşu ile uyumlu olacak şekilde ödeme araçları ihraç ettiği ve

    ·        Müşterinin ödeme aracının belirli bir kartlı sistem kuruluşuna tanımlı şekilde ihraç edilmesini talep ettiği durumlarda.

     

    Yükümlülük

    ÖHS, ödeme aracını müşterinin istediği kartlı sistem kuruluşuna uyumlu şekilde ihraç eder.

     

    ÖHS, ödeme aracının ihraç edilmesinin öncesinde ve sonrasında müşterinin seçtiği kartlı sistem kuruluşu ile uyumlu ödeme aracının ihracı sürecini müşteri açısından zorlaştıracak şekilde müşteriye kartlı sistem kuruluşuna göre farklı uygulamalarda bulunamaz.

     

     

    Kim Yükümlü

    Kart tabanlı ödeme aracı kabulü gerçekleştiren ÖHS

     

    Yükümlülük

    ·        Kabul faaliyetlerinde kullandığı cihaz, donanım ve yazılımların kartlı sistem kuruluşu faaliyeti yürütmeye yetkili olan sistemik öneme sahip ödeme sistemi işleticileri tarafından kurulan kartlı sistemlere uyumlu olmasını ve

    ·        Bu altyapılara uyumlu olarak ihraç edilmiş ödeme araçlarının hizmet sunduğu işyerlerinde kullanılabilmesini sağlamakla yükümlüdür.

     

     

    Kim Yükümlü

    İşyeri

     

    Yükümlülük

    İşyeri, ÖHS tarafından ödeme altyapısının ilgili kartlı sistemlere ve işyeri kullanımına uyumu çalışmalarına gerekli desteği vermekle yükümlüdür. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”), ÖHS’den, yükümlülüklerini yerine getirme kapsamında gerekli önlemleri alma konusunda makul bir gerekçe sunmaksızın çaba göstermeyen işyerine sunduğu ödeme altyapısı hizmetlerini durdurmasını istemeye yetkilidir.

     

     

     

     

     

    Diğer ÖHS’lere Hizmet Sunarken Getirilen Yükümlülükler

     

    Hangi Hallerde

    Bir ÖHS’nin, kendi kontrolünde olan ÖHS ile aynı anda diğer ÖHS’lere ödeme hesabı hizmeti ve ödeme hizmetlerine ilişkin altyapı hizmetini kullandırması.

     

    Kontrol Eden ÖHS’nin Yükümlülükleri

     

    Aynı Şartlarda Hizmet Sunma Yükümlülüğü

    Kontrol eden ÖHS’nin, aynı nitelikteki hizmetleri kontrol ettiği ÖHS ile diğer ÖHS’lere aynı şartlar ve imkanlar dahilinde ve aynı ücret politikası ile sunması esastır.

     

    Müşterileri Yönlendirmeme Yükümlülüğü

    Kontrol eden ÖHS, kontrol ettiği ÖHS’yi diğer ÖHS’lerden avantajlı duruma getirecek şekilde kendi müşterilerini kontrol ettiği ÖHS’ye yönlendiremez.

     

    Kontrol Edilen ÖHS’nin Yükümlülükleri

     

    Kontrol İlişkisini Kamuya Açmama Yükümlülüğü

    Kontrol edilen ÖHS, arayüz sağlayıcılığı halleri hariç olmak üzere belgelerinde veya üçüncü kişilerle girdiği hiçbir iletişim aracında, kendisini kontrol eden ÖHS adına işlem yaptığına dair izlenim uyandıracak ifadeler kullanamaz.

     

     

    Yükümlülüklerin İstisnası

    Mevzuattan doğan yükümlülükler ile güvenlik, operasyonel ve teknik makul gereklilikler sebebiyle oluşabilecek aksi uygulamalar.

     

     

     

     

    Lisans İzni Sürecine İlişkin Değişiklikler

     

    Eksik Bilgi ve Belge Giderme

     

    İlk Aşama Başvuru

    İlk bildirim aşamasına ilişkin bilgi ve belgelerdeki eksikliklerin, eksikliğe ilişkin TCMB yazısının tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde giderilmemesi halinde TCMB nezdinde başvuru yapılmamış sayılır.

     

    Faaliyet Genişletme Başvurusu

    Faaliyet genişletme sürecine ilişkin bilgi ve belgelerdeki eksikliklerin, eksikliğe ilişkin TCMB yazısının tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde giderilmemesi halinde TCMB nezdinde faaliyet genişletme başvurusu yapılmamış sayılır.

     

    Başvuru Evrakına İlişkin Değişiklikler

     

    Nihai Onay Aşaması Evrakı

    Bilgi sistemleri ile doğrudan ilgili olmayan konularda alınacak raporun; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar dahil bağımsız denetim yapma yetkisi almış Bağımsız Denetim Kuruluşları listesinde yer alan bağımsız denetim kuruluşlarınca hazırlanması gerekir.

     

    İstihbari İnceleme Aşaması Evrakı

    İlgili başvuru aşamasında verilecek evraka aşağıdakiler eklenmiştir:

    ·        Başvuranın şirketteki sermayesinin kendi kaynaklarından karşılandığına ve her türlü muvazaadan ari olarak nakden temin ve tevdi edildiğine ilişkin taahhütnameleri.

    ·        Başvuran kişiler ile bu kişilerin doğrudan en az yüzde %33’üne sahip oldukları şirketlere ilişkin ilgili ticaret sicil müdürlüğünden alınacak iflas konkordato belgesi ile Findeks kredi notuna ilişkin belge.

     

     

    “Nitelikli Hizmet” Tanımının Eklenmesi

     

    Katma Değerli Hizmet

     

    Nitelikli Hizmet

    Mevzuat uyarınca ödeme hizmeti kapsamına girmeyen ancak ticari borç ve alacak yönetimi, muhasebeleştirme, faturalama, ürün, stok ve tedarik yönetimi gibi tüzel kişilerin ve tacirlerin idari ve operasyonel süreçlerini kolaylaştıran, güvenli kılan veya etkinliğini artıran hizmetler.

    Mevzuat uyarınca ödeme hizmeti kapsamına girmeyen ancak bireysel bütçe yönetimi, fatura yönetimi, hesap doğrulama, ödemelere ilişkin hatırlatmalar gibi gerçek kişilerin mali durum ve finansal farkındalığını destekleyerek sunulan ödeme hizmetlerini kolaylaştıran, güvenli kılan veya etkinliğini artıran hizmetler.

    Tüzel Kişiler İçin

     

    Gerçek Kişiler İçin

     

    ÖHS’lerin Faaliyet Alanlarının Genişletilmesi

     

    Eklenen Faaliyet

     

    Eklenen Faaliyetin Sınırlaması

    Tüzel kişilere katma değerli hizmetlerin ve gerçek kişilere nitelikli hizmetlerin sunulması.

     

    Açık bankacılık lisansına sahip kuruluşlar, katma değerli ve nitelikli hizmetleri hem kendi nezdindeki hesaplar hem de diğer ÖHS’ler nezdindeki hesaplar ile ilgili olarak sunabilir.

     

    Diğer kuruluşlar ise bu hizmetleri sadece kendi nezdinde bulunan hesaplar ile ilgili olarak sunabilir.

     

    Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik kapsamında arayüz sağlayıcı olarak sunulacak hizmetler.

    Doğrudan ya da dolaylı kıymetli maden ve kıymetli taş ile döviz alım satımı ile ilgili işlemlerde arayüz sağlayıcılık hizmeti sunulamaz.

     

    Faaliyetleri ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili bir otorite tarafından düzenlenen ve denetlenen finansal kuruluşların hizmetlerine ulaşması için müşteriye sunulan pazarlama ve ilgili finansal kuruluşun sistemlerine yönlendirme gibi kuruluşun ödeme hizmetlerinin kullanımını arttırabilecek nitelikteki yan hizmetler.

     

    Döviz alım-satımıyla ilgili işlemlerde ilgili nitelikteki yan hizmetler sunulamaz.

     

    Kuruluşun sunacağı nitelikli yan hizmetler, hizmet sunduğu finansal kuruluşun asli faaliyetinin tamamını kapsayamaz. Kuruluş, bu hizmetlerin sunumu esnasında mevzuatta düzenlenen hususlar dışında bir işlev üstlenemez.

    İşlenmiş kıymetli maden ve kıymetli taş alım satımı ile ilgili faaliyetlere ilişkin aracılık hizmetleri.

     

    Kuruluşun bir ay içerisinde aracılık edeceği işlem miktarı azami olarak bir önceki takvim yılındaki ödeme hacminin %1’i ile sınırlıdır.

     

     

     

    Muhtelif Değişiklikler

     

    Pay Edinim ve Devirleri

    Kuruluşun nihai pay sahiplerinin doğrudan veya dolaylı olarak kuruluş nezdindeki pay oranında herhangi bir değişikliğe sebep olmayacak şekilde aynı gruba ait şirketler arasında gerçekleşen pay edinim ve devirleri TCBM izninden muaftır.

     

    Bu kapsamdaki pay devirlerinin kuruluş tarafından öğrenilmesinden itibaren en geç on iş günü içinde TCMB’ye bildirilmesi gerekir.

     

    TCMB, kendisine bildirilen pay devirleri bakımından eğer bu devirlerin ilgili kuruluş üzerindeki şeffaf ve açık ortaklık yapısına, TCMB’nin denetimini engelleyecek biçimde zarar verdiğini tespit ederse, ilgili pay devirlerinin durdurulmasını veya eski haline döndürülmesini sağlayacak işlemlerin tesis edilmesini talep etmeye yetkilidir.

     

    Haberleşme Sektörüne İlişkin

    Bilişim veya elektronik haberleşme işletmecisinin aracılık edeceği ödemeler bakımından müşteri adına işlem bazlı ve müşterinin ilgili elektronik haberleşme işletmecisi nezdinde sahip olduğu tüm hatlara ilişkin aylık toplam harcama miktarına dair belirlenecek üst limitlerin sınırları, işlem başına 500 TL’den 1000 TL’ye ve müşterinin ilgili elektronik haberleşme işletmecisi nezdinde sahip olduğu tüm hatlara ilişkin aylık toplam harcama bakımından 1250 TL’den 2750 TL’ye yükseltilmiştir.

     

    Ayrıca faturaların son ödenme tarihinden itibaren hizmet sunumunun durdurulması için beklenecek süre 15 günden 30 güne yükseltilmiş, hizmet sunumunun 1 yıl boyunca açılmaması için beklenecek süre ise 1 aydan 60 güne yükseltilmiştir.

     

    Temsilciler

    Kuruluşlar tarafından temsilcilik ilişkisinin sona erdirildiği her durumda, temsilcilik ilişkisi sonlandırılan kişilere ilişkin Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (“TÖDEB”) nezdinde ayrı bir liste oluşturulacaktır. Temsilcilik ilişkisi sonlanan kişiler bu listede beş takvim yılı boyunca yer alacak ve ilgili listede temsilcilik ilişkisi ticari veya teknik olmayan sebeplerle sona erenler özellikle belirtilecektir.

     

    TÖDEB listesinde kuruluşların ticaret unvanı, adresi ve internet adresi; temsilcinin ise şahıs şirketleri de dahil olmak üzere MERSİS numarası, faaliyet alanı, adresi ve varsa internet sitesi adresi bilgilerinin de kamuya açık bir şekilde yer alacağı belirtilmiştir.

     

    Risk Yönetimi Personeli

    Kuruluş bünyesindeki risk yönetimi personelinin en az bir tanesinin kuruluşun tam zamanlı çalışanı olması şartı getirilmiştir.

     

    Unvan Değişikliği Bildirimi

    Kuruluşlar tarafından yapılacak unvan değişiklikleri artık TCMB’nin onayına tabi olmayıp değişiklik sürecinin tamamlanmasından itibaren 20 iş günü içinde TCMB’ye bildirilecektir.

     

    Teminat Tutarının Özkaynak İndirimine Dahil Edilmesi

    Kuruluşların mevzuat kapsamında TCMB’ye tesis edecekleri teminat tutarları da özkaynak hesaplamasında indirim kalemi olarak dikkate alınacaktır. Öte yandan ödeme ve elektronik para fonlarının teminat olarak gösterilemeyeceği belirtilmiştir.

    Bunun yanında teminat tutarlarının belirlenmesinde dikkate alınan kriterlerin tek tek sağlanmaması halinde teminat tutarı %25, birlikte sağlanmaması halinde %100 artırılacaktır.

    Özkaynağa İlişkin Değişiklikler

    Özkaynak hesaplamasında indirim kalemi olarak bankalarda sahip olunan sermaye ve pay tutarları hesaplamaya dahil edilmeyecektir.

     

    Özkaynak hesaplamasına dâhil edilen serbest karşılıkların; risklerden doğabilecek zararın karşılanması için her an kuruluşun kullanımına hazır olması, muhasebe kayıtlarında açıkça yer alması ve kuruluşun bağımsız denetimini gerçekleştiren bağımsız denetim kuruluşunca onaylanmış olması şartları kaldırılmıştır.

     

    Mevzuatta yer alan sürekli ve düzenli raporlama yükümlülüğünün, özkaynağın mevzuatta belirlenen asgari tutarların altına düşmesi halinde kuruluşun TCMB’ye yapması gereken bildirimin yerine geçmeyeceği belirtilmiştir.

     

     

     

     

    Tebliğ ile Getirilen Değişiklikler

    Değişiklik Konusu

     

    Açıklaması

    Denetim İzlerinin Oluşturulması

    Denetim izi kayıt sisteminde tutulacak asgari kayıtların içeriği genişletilerek erişimin veya işlemin gerçekleştiği uygulamanın yanında iletişim ağı protokolü, zaman ve kaynak ile hedef port ve IP bilgilerinin de kayıtlarda yer alacağı belirtilmiştir.

     

    Denetim izi kayıt sisteminin herhangi bir sebeple durması halinde, denetim izi kayıt sistemi tekrar devreye alınana kadar herhangi bir işlemin gerçekleşmesine direkt olarak izin verilmemesi yerine, bu arada gerçekleşen işlemlere ait denetim izlerinin, denetim izi kayıt sisteminin süreklilik hedefleri kapsamında tekrar devreye alındıktan sonra güvenliği ve bütünlüğü korunarak denetim izi kayıt sistemine kaydedilmesinin sağlanması imkanı getirilmiştir.

     

    Bunun yanında denetim izi kayıt sisteminin durduğu hallerde gerçekleştirilen işlemlerin yetkili kişiler tarafından ve mevzuata uygun olarak yapıldığını ispat etme yükümlülüğü ve ilgili işlemler sebebiyle zarara uğrayan tarafı tazmin yükümlülüğü kuruluş üzerine getirilmiştir.

    Kritik Bilgi Sistemlerinde Yerellik Özeni Yükümlülüğü

    Kritik bilgi sistemleri ve güvenlik kapsamında alınacak ürün ve hizmetlerin Türkiye’de üretilmesi veya üreticilerinin ar-ge merkezlerinin Türkiye’de bulunması için azami özen gösterilmesi ve bu yerelliğin dış hizmet alımında önemli bir kriter olarak değerlendirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir

     

    Ayrıca bu tür sağlayıcıların ve üreticilerin Türkiye’de müdahale ekiplerinin bulunması şart koşulmuştur.

     

    TCMB’nin, kuruluşların kullanacağı güvenlik ürünleri ve diğer bilgi teknolojileri unsurları hakkında ilave şartlar belirleme yetkisi saklı tutulmuştur.

    Yurtdışına Veri Aktarımı İstisnası

    Ödeme işleminin taraflarından birinin (kendisinin veya hizmet sağlayıcısının) yurt dışında bulunduğu durumlarda kuruluşun; verilerin yurt içinde saklanmaya devam edilmesi kaydıyla, sadece ödeme işleminin sorunsuz şekilde gerçekleşebilmesinin gerektirdiği kadarıyla sınırlı olmak şartıyla ve ölçülülük ilkesine uygun olarak ihtiyaç duyulan veriyi, ödeme işlemine ilişkin müşteriden gelen talep ya da talimata bağlı olarak ve 6698 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine ilişkin yükümlülükler saklı kalmak üzere yurt dışındaki ilgili üçüncü kişilerle paylaşabileceği istisnası getirilmiştir.

     

    TCMB, yapacağı değerlendirme neticesinde ödemeler alanının gelişimini olumsuz etkileyeceğine karar vermesi durumunda, bu fıkra uyarınca yapılan paylaşımları durdurabilecek veya bunlara ilişkin ilave sınırlandırma getirebilecektir.

    Uzaktan İletişim Aracıyla Yürütülecek Süreçlere İlişkin Değişiklikler

    Uzaktan iletişim aracı ile yürütülecek kimlik tespiti ve sözleşme ilişkisinin kurulması süreçlerinde, TCMB tarafından uygun bulunan merkezi bir yapının kullanılmaması durumunda uzaktan kimlik tespitine ve kimliği tespit edilecek kişinin doğrulanmasına imkân verecek internet tabanlı yöntemler kullanılırken kuruluşlar tarafından yerine getirilecek asgari hususlara başlıca aşağıdakiler eklenmiştir:

    1)         Uzaktan kimlik tespiti için temin edilen belgenin ve belgede bulunan veri ve bilgilerin doğruluğunun esas olarak yakın alan iletişimi kullanılarak kontrol edilmesi, beyaz ışık altında görsel olarak ayırt edilebilen güvenlik ögeleri, fotoğraf ve imza başta olmak üzere söz konusu belgenin ve belgede bulunan veri ve bilgilerin orijinallik, bütünlük, yıpranma ile tahrif edilme durumlarına ilişkin testlerinin yapılması ve belgenin ön ve arka yüzünün görsel ögeler yönünden kontrolü sürecinin kesintisiz bir şekilde kayıt altına alınması.

    2)         Yakın alan iletişimi kullanılarak doğrulamanın herhangi bir nedenle yapılamaması halinde, söz konusu belgenin ve belgede bulunan veri ve bilgilerin doğruluğunun optik karakter tanıma, kart okuyucu veya Mali Suçları Araştırma Kurulu (“MASAK”)’ın görüşü alınarak TCMB tarafından belirlenen diğer yöntemlerden en az birisi kullanılarak kontrol edilmesi, beyaz ışık altında görsel olarak ayırt edilebilen güvenlik ögeleri, fotoğraf ve imza başta olmak üzere söz konusu belgenin ve belgede bulunan veri ve bilgilerin orijinallik, bütünlük, yıpranma ile tahrif edilme durumlarına ilişkin testlerin yapılması ve belgenin ön ve arka yüzünün görsel ögeler yönünden kontrolü sürecinin kesintisiz bir şekilde kayıt altına alınması.

    3)         Uzaktan kimlik tespitinin yapılabilmesi için biyometrik verilerin kullanımına ve sözleşme sürecinin uzaktan iletişim aracı ile yürütüleceğine ilişkin kimliği tespit edilecek kişinin onayının ve açık rızasının kayıt altına alınması.

    4)         Uzaktan kimlik tespitinin yapılmasının ya da müşteri kimliğinin yüz yüze tespit edilmesinin ardından, müşterinin sözleşmeyi kuran irade beyanının, çevrim içi görüntülü görüşme ya da sözleşme ilişkisinin elektronik kanal üzerinden kurulmasının tercih edilmesi durumunda güçlü kimlik doğrulama yapılması sonrasında aynı elektronik kanal üzerinden alınması.

    Bu madde kapsamında uzaktan iletişim aracı ile yürütülen süreçlerde kullanılan bilgi sistemleri kritik bilgi sistemi olarak kabul edilmiştir.

    Anonim Ön Ödemeli Araç Tanımı

    Hem Yönetmelik’te hem de Tebliğ’de yapılan değişiklik uyarınca anonim ön ödemeli araç olmanın şartlarından biri, MASAK Genel Tebliği (Sıra No: 5)’teki parasal sınırların dahilinde kalmak olarak belirlenmiştir.

    Yakın Alan İletişimi

    (NFC)

    Tanımı

    Yakın alan iletişimi,

    Elektronik cihazlar arasında iletişimi sağlamak için bu cihazların birbirine temas ettirilmesiyle veya yakın mesafede temassız olarak yaklaştırılmasıyla ortaya çıkan manyetik alan üzerinden veri iletiminin sağlandığı kısa menzilli kablosuz bağlantı teknolojisi

    olarak tanımlanmıştır.

     

     

     

    Geçiş Hükümleri

     

    Muhatap

    Yapılacak Faaliyet

    Son Tarih

     

    Nezdinde bulunan ödeme hesapları için müşterilerine doğrudan çevrim içi erişim imkânı sağlamayan ÖHS’ler

     

     

    Gerekli izinleri alarak faaliyete geçmelerinin ardından en geç 6 ay içinde Bankalararası Kart Merkezi A.Ş. (“BKM”) entegrasyonunu gerçekleştirmek.

     

    31/12/2025

    Dijital cüzdan hizmeti sağlayacak kuruluşlar

    Dijital cüzdan kapsamına giren hizmetlere ilişkin gerekli lisansların alınması veya halihazırda dijital cüzdan hizmeti sunan kuruluşlar için uyumun sağlanması.

     

    07/10/2024

    Nezdinde ödeme hesabı bulunduran ÖHS’ler

     

    Lisans başvuru süreci devam eden kuruluşlar ile açık bankacılık lisansı sahibi kuruluşlara, teknik gereklilikleri belirlenmiş veri paylaşım servisi hizmetlerinin standart olmayan servisler kullanılarak verilebilmesi.

     

    30/06/2024

     

    (TCMB bu süreyi 6 aya kadar uzatabilir).

    Lisans başvurusu sürecinde olan açık bankacılık kuruluşları

    Teknik gereklilikleri belirlenmiş veri paylaşım servisi hizmetlerinin standart olmayan servisler kullanılarak verilebilmesi.

     

    30/06/2024

     

    (TCMB bu süreyi 6 aya kadar uzatabilir).

    Bankalar ve açık bankacılık kuruluşları

    Banka Ödeme Sistemlerinde 2020 yılı içinde gerçekleştirilen hesaba ödeme işlemleri açısından, toplam adedine göre ilk on katılımcı arasında yer almayan ÖHS’ler nezdinde bulunan ödeme hesapları ile ilgili olarak teknik gereklilikleri tarafından belirlenmiş veri paylaşım servisi hizmetlerinin standart olmayan servisler kullanılarak verilebilmesi.

     

    30/06/2024

     

    (TCMB bu süreyi 6 aya kadar uzatabilir).

    TÖDEB

    Elektronik para kuruluşları tarafından müşteriye verilecek dekontun içermesi gereken asgari unsurların belirlenmesi.

     

    31/12/2023

     

    Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Bakımından Uzaktan Müşteri Edinimi Hükümlerinde Yeknesaklık Sağlandı

    Daha önce 7 Ekim 2023 tarihli ve 32332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak Ödeme Hizmetleri Tebliği’nde getirilen ve yine aynı tarihte yürürlüğe giren değişiklikler sonrasında ödeme ve elektronik para kuruluşlarının, uzaktan iletişim araçlarını kullanarak müşterilerle kimlik tespiti ve sözleşme ilişkisinin kurulması süreçlerini yürütebilmesine olanak sağlanmış ve buna ilişkin esaslar Ödeme Hizmetleri Tebliği’nin 22’nci maddesinde düzenlenmişti. Aynı maddenin 14’üncü fıkrasında ise “Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 19)” (“MASAK Tebliği”)’ne atıfta bulunularak MASAK Tebliği hükümlerinin öncelikli olarak uygulanacağı belirtilmişti.

    4 Kasım 2023 tarihinde yapılan değişiklik öncesinde her ne kadar MASAK Tebliği’nin 4’üncü maddesinde yükümlülerin, uzaktan iletişim araçlarıyla müşterileriyle kimlik tespiti ve sözleşme kurulması işlemlerini yapabilmesine (diğer mevzuatlarda) izin verilmiş olması halinde uzaktan kimlik tespiti yöntemlerini kullanabileceğine ilişkin bir hüküm yer almaktaydıysa da genel olarak MASAK Tebliği’nin ödeme ve elektronik para kuruluşlarını kapsayıp kapsamadığı hususunda bir tereddüt söz konusuydu.

    Değişiklik Tebliği ile getirilen hüküm ile bu tereddütler giderilmiş, ödeme ve elektronik para kuruluşlarının uzaktan iletişim araçları kullanılarak müşteri ediniminde kullanacağı yöntem ve tedbirler bakımından Ödeme Hizmetleri Tebliği’nin esas alınacağı belirtilmiştir. Bunun sonucunda TCMB ile MASAK mevzuatları arasındaki yeknesaklık sağlanmıştır.

    Değişiklik Tebliği metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  • Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) 2 Kasım 2023 tarihli ve 32357 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Turizm sektöründe ortaya çıkmış uygulamaları ve özellikle turizm amaçlı konut kiralama işlemlerini hukuksal zemine kavuşturmak amacıyla hazırlanan bu Kanun’a göre konutların tek seferde 100 gün ve daha az süreli olarak turizm amaçlı kiralanabilmesi için, turizm amaçlı kiralama sözleşmesi yapılmadan önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan (“Bakanlık”) veya Bakanlık’ın yetkili kıldığı valiliklerden izin belgesi alınması zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca, turizm amaçlı kiralama yapılan konutun girişine Bakanlıkça nitelikleri belirlenen bir plaket asılması zorunlu kılınmış ve plaket asılmaması ağır yaptırımlara bağlanmıştır.

    Kanun kapsamında, turizm amaçlı konut kiralama faaliyetlerinin denetlenmesi ve bu konutların turizm standartlarına uygunluğu konusunda düzenlemeler getirilmiştir. Ayrıca izin belgesinin hangi koşullar altında verilebileceği de düzenlenmiştir. Buna göre izin belgesi başvurularında, turizm amaçlı kiralama faaliyeti yürütülmesinin uygun görüldüğüne ilişkin izin belgesine konu bağımsız bölümün bulunduğu binanın tüm kat malikleri tarafından oy birliği ile alınan kararın ibrazı zorunludur. Bu durumun son dönemlerde gitgide yaygınlaşan günlük veya haftalık olarak konut kiralamalarını zorlaştıracağı düşünülebilir.

    Kiraya verenler artık, konutlarını turizm amaçlı olarak piyasaya sürmeden evvel izin belgesi almak zorundadır. İzin belgesini alma yükümlülüğü kiraya verene aittir. Kiraya veren haricinde turizm amaçlı kiralama faaliyetinin yürütülmesi halinde bu kiralamalar, münhasıran Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu uyarınca belgelendirilmiş (A) grubu seyahat acentaları aracılığıyla yapılabilir.

    Kanun uyarınca izin belgesi sahibinden kiralanan konutun kullanıcılar tarafından kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiralanması veya kendi adına mesken olarak kullanılmak amacıyla kiralanan konutun kiracısı tarafından kendi nam ve hesabına turizm amaçlı olarak üçüncü kişilere kiralanması da yasaklanmıştır. Bu düzenlemeyle turizm amaçlı kiralanan konutun turizm veya diğer amaçlarla alt kira sözleşmelerine konu edilmesi yasaklanmaktadır.

    Ancak birtakım lüks hizmetlerin verildiği kompleksleri bulunduran ve birden fazla bağımsız bölümü içeren yüksek nitelikli konutlar bakımından, bu konutların Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca düzenlenecek yönetim planlarında kısa süreli kiralama faaliyetine izin verildiğine dair hüküm bulunması halinde bu konutların kiralanma faaliyetleri konut işletmesi aracılığıyla yapılabilecek ve bunlar için alınacak izin belgelerinde kat maliklerinin oybirliği aranmayacaktır. Ayrıca bu konutlar alt kiraya da konu edilebilecektir.

    Yasal gereklilikleri yerine getirmeyenler için ciddi para cezaları öngörülmüştür. Bu cezaların bir kısmı şu şekildedir:

    • İzin belgesi bulunmaksızın turizm amaçlı kiralanan konutları kiraya verenlere, kiralama yapılan her bir konut için yüz bin Türk lirası ile bir milyon Türk Lirası arasında idari para cezası uygulanacaktır.
    • İzin belgesi sahibinden kiraladığı turizm amaçlı konutu kendi nam ve hesabına üçüncü kişilere kiraya verenler hakkında her bir sözleşme için yüz bin Türk lirası idari para cezası uygulanacaktır.
    • Kendi adına mesken olarak kullanmak amacıyla kiraladığı konutu kendi nam ve hesabına turizm amaçlı kiraya verenler hakkında, her bir sözleşme için yüz bin Türk lirası idari para cezası uygulanacaktır.
    • İzin belgesi olmayan konutların turizm amaçlı kiralanmasına aracılık edenler hakkında, her bir sözleşme için yüz bin Türk lirası idari para cezası uygulanacaktır.
    • İzin belgesi olmayan konutların kiralanması için elektronik ticaret ve tanıtım imkanları sağlayan aracı hizmet sağlayıcılarına, kendilerine yapılan uyarıya rağmen 24 saat içinde içeriği çıkarmaması halinde her konut için yüz bin Türk lirası idari para cezası uygulanacaktır.
    • Her defasında yüz günden fazla süreli kira sözleşmesi yapmasına rağmen, ilk sözleşme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde aynı konutu dört defadan fazla kiraya verenler hakkında, bir milyon Türk lirası idari para cezası uygulanacaktır.
    • Turizm amaçlı kiralanan konutun niteliklerine ilişkin olarak iletişim araçlarında kullanıcılara yanıltıcı bilgi verilmesi, taahhüt edilen koşulların sağlanmaması, konutun sözleşmede belirtilen süreden daha kısa süre ile tahsisi veya sözleşmeye uygun olarak teslim edilmemesi hallerinde yüz bin Türk lirası idari para cezası uygulanacaktır.

    Ayrıca turizm amaçlı kiralama yapılan konutun, kamu düzeni, kamu güvenliği ve genel ahlaka aykırı olarak kullanıldığının yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından bildirilmesi halinde izin belgesi iptal edilecektir.

    Son olarak, izin belgelerinin hukuka uygun veya aykırı sebeplerle iptal edildiği hallerde dahi kullanıcıların hakları, taraflar arasındaki sözleşme süresinin sonuna kadar devam edecektir.

    Kanun’un yürürlük tarihi 1 Ocak 2024 olarak belirlenmiştir. Yeni düzenlemelerin yürürlüğe girişiyle, mevcut kiralık konut sahiplerine Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte turizm amaçlı kiralama faaliyetinde bulunanlar tarafından, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde izin belgesi almak üzere Bakanlığa başvurulması zorunluluğu getirilmiştir.

    2 Kasım 2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Kanunun tam metnine buradan (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/11/20231102-16.htm)  ulaşabilirsiniz.

     

  • The Law On The Leasing Of Residential Properties For Tourism Purposes And Amendments To Certain Laws Was Published In The Official Gazette.

    The Law On The Leasing Of Residential Properties For Tourism Purposes And Amendments To Certain Laws Was Published In The Official Gazette.

    The Law on the Leasing of Residential Properties for Tourism Purposes and Amendments to Certain Laws (“the Law”) was published in the Official Gazette dated 2 November 2023, and numbered 32357. The Law, which was drafted with the aim of legally grounding practices that have emerged in the tourism sector and especially residential property lease transactions for tourism purposes, stipulates that before concluding a lease agreement for tourism purposes, it has become mandatory to obtain a permission certificate (“Permit”) from the Ministry of Culture and Tourism (“Ministry“) or the governorships authorized by the Ministry in order to lease residential properties for tourism purposes for a period of 100 days or less at a time. In addition, a plaque, the qualifications of which are determined by the Ministry, must be hung at the entrance of the property leased for tourism purposes, and failure to hang a plaque is subject to severe sanctions.

    Under the Law, regulations have been introduced regarding the supervision of residential property lease activities for tourism purposes and the conformity of these properties to tourism standards. Additionally, the conditions under which the Permit can be issued are also regulated. Accordingly, for Permit applications, it is mandatory to submit a decision unanimously taken by all condominium owners of the building where the independent section subject to the Permit is located, indicating that the property lease activity for tourism purposes is deemed appropriate. This situation could complicate the increasingly popular daily or weekly property lease transactions.

    Landlords are now obliged to obtain a permit before placing their residential properties on the market for tourism purposes. The obligation to obtain the permit rests with the landlord. In the event that leasing activities for tourism purposes are carried out by one other than the landlord, these leases can be carried out exclusively through Group (A) travel agencies certified in accordance with the Law on Travel Agencies and the Association of Travel Agencies.

    According to the provisions of the Law, it is also forbidden for the users of a residential property leased from a permit holder to lease it to third parties for their own name and account, or for the tenant of a residential property leased for the purpose of using it as a residence to lease it to third parties for tourism purposes on their own name and account. This regulation prohibits the residential property leased for tourism purposes from being subject to sublease agreements for tourism or other purposes.

    However, for high-quality residential properties that have complexes offering distinct luxury services and that include multiple independent sections, if their management plans to be prepared according to the Condominium Law contain provisions allowing short-term lease activities, then the leasing activities of these residential properties can be conducted through a dwelling management companies, and the unanimous vote of the condominium owners will not be required for the permits to be obtained for these residential properties. Additionally, these residential properties may also be subject to sublease.

    Significant fines have been regulated for those who do not comply with the legal requirements. Some of these fines are as follows:

    • Those who lease out residential properties leased for tourism purposes without a permit will be imposed an administrative fine ranging from one hundred thousand Turkish Liras to one million Turkish Liras for each leased property.
    • Those who sublease the tourism-purposed residential properties leased from the permit holder to third parties on their own behalf and account will be imposed an administrative fine of one hundred thousand Turkish Liras for each contract.
    • Those who sublease residential properties they have leased for their own use as a residence to third parties for tourism purposes on their own behalf and account will be imposed an administrative fine of one hundred thousand Turkish Liras for each contract.
    • Those who mediate the leasing of residential properties for tourism purposes without a permit will be imposed an administrative fine of one hundred thousand Turkish Liras for each contract.
    • Intermediary service providers that provide electronic commerce and promotion opportunities for the leasing of residential properties without a permit will be imposed an administrative fine of one hundred thousand Turkish liras for each property if they do not remove the content within 24 hours despite the warning given to them.
    • Those who lease out the same residential property more than four times within one year from the date of the first contract, despite each lease contract being for more than one hundred days, will be subject to an administrative fine of one million Turkish Liras.
    • In cases where misleading information is provided to users in communication tools regarding the qualifications of the residential property leased for tourism purposes, the promised conditions are not fulfilled, the residential property is allocated for a shorter period than specified in the contract, or not delivered in accordance with the contract, an administrative fine of one hundred thousand Turkish liras will be imposed.

    In addition, if it is notified by the authorized public institutions and organizations that the residential property leased for tourism purposes is used in violation of public order, public security and public morality, the permit will be canceled.

    Lastly, even in cases where the permits are canceled for lawful or unlawful reasons, the rights of the users will continue until the end of the contract period between the parties.

    The effective date of the Law has been determined as January 1, 2024. With the entry into force of the new regulations, current rental residential propertw owners engaged in tourism-purpose leasing activities are required to apply to the Ministry for a permit within one month from the date of the Law’s entry into force.

    You can access the full text of the Law, which came into effect as of November 2, 2023, here (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/11/20231102-16.htm).

  • AI Kararnamesi

      1. Genel Bakış

      Yapay Zeka’nın Güvenli, Emniyetli ve Güvenilir Geliştirilmesi ve Kullanılması Üzerine Başkanlık Kararnamesi (“Kararname“), yapay zekanın geliştirilmesi ve kullanımına ilişkin kapsamlı bir yaklaşım sunmaktadır. Yapay zekanın potansiyel faydalarını ve risklerini tanıyan Kararname, yapay zeka kullanımının yönetilmesi için koordineli ve toplum genelinde bir çabanın gerekliliğine dikkat çekmektedir. Birleşik Devletler yönetimi, yapay zekanın geliştirilmesini ve kullanımını sekiz rehber ilke ve öncelik doğrultusunda ilerletmeyi ve yönetmeyi hedeflemekte, yapay zekanın güvenli, emniyetli ve güvenilir olmasının önemini öne çıkarmaktadır. Bu aynı zamanda yapay zeka sistemlerinin kapsamlı değerlendirilmesini ve riskleri azaltma mekanizmalarını içermektedir.

      Kararnamenin etkileri geniş kapsamlı olup yapay zeka geliştiricilerini ve çeşitli kamu ve özel kuruluşlarını etkilemektedir. Kararname, ABD idari yapısı içindeki çeşitli yönetimleri (“idareler“); rehberlikler, standartlar ve en iyi uygulamalar geliştirmek; kurumlar oluşturmak ve mevcut olanların risklerini yönetmek; ayrıca planlar uygulamak ve raporlar yayınlamakla yükümlü kılmaktadır. Bu rehberlikler, üretken yapay zeka (generative AI) için kaynakları, üretken yapay zeka ve çift kullanımlı temel modeller (dual-use foundation models) için güvenli geliştirme uygulamaları ile yapay zeka yeteneklerinin değerlendirilmesi ve denetlenmesi için rehberlik ve ölçütler oluşturma girişimini içermektedir.

      Bu yazımızda, Kararname’de önemli gördüğümüz hem temel hem de iş odaklı yönlerini inceleyeceğiz.

      1. Sekiz İlke

      Kararname, zorunlu kıldığı eylemler uygulanırken uyulması gereken sekiz rehber ilkeyi tanımlamaktadır. Bu ilkeler, yapay zekanın sorumlu, etik ve topluma faydalı bir şekilde geliştirilip kullanılmasını sağlamak için tasarlanmıştır.

      1. Güvenlik ve Emniyet: Yapay zekada güvenlik ve emniyetin önemini vurgulayan Kararname, güçlü sistem değerlendirmeleri ve risk azaltma politikaları talep ederken etkili etiketleme ve içerik kaynağının belirlenmesi mekanizmalarına olan ihtiyacın altını çizmektedir.
      2. İnovasyon, Rekabet ve İş Birliği: Kararname, yapay zeka alanında sorumlu inovasyon, rekabet ve iş birliğini savunmakta ve bir yandan yapay zeka ile ilgili eğitim, araştırma ve kapasiteye yatırım yapılmasını teşvik ederken öte yandan fikri mülkiyet meselelerini ele almaktadır.
      • İşçilerin Desteklenmesi: Yapay zeka çağında Birleşik Devletler işçilerine verilen desteğin önemini vurgulayan Kararname, çeşitlilik arz eden bir iş gücünü teşvik etmek ve yapay zeka tarafından yaratılan fırsatlara erişimi sağlamak için iş eğitimlerini ve diğer eğitimleri uyarlamayı hedeflemektedir.
      1. Eşitlik ve Sivil Haklar: Kararname tarafından yönlendirilen yapay zeka politikaları, eşitliği ve sivil hakları desteklemelidir ve yapay zekanın bireyleri haksız bir şekilde dezavantajlı duruma düşürmesi yasaklanmıştır.
      2. Tüketicilerin Korunması: Kararname, halihazırdaki tüketici koruma kanunlarını ve ilkelerini uygularken Birleşik Devletler tüketicilerini yapay zeka ve yapay zeka destekli ürünlerle ilgili dolandırıcılık, önyargı, ayrımcılık ve ilgili diğer potansiyel zararlara karşı korumaktadır.
      3. Gizlilik ve Sivil Özgürlükler: Kararname, yapay zeka ilerlemelerine ayak uydurulması amacıyla Amerikalıların gizliliğini ve sivil özgürlüklerini korumakta; veri işlemenin yasal ve güvenli olması ile gizlilik ve mahremiyet risklerinin en aza indirmesini talep etmektedir.
      • Federal Hükümet’in Yapay Zeka Kullanımı: Kararname, Federal Hükümet’in yapay zeka kullanımıyla ilişkili riskleri ele alarak hükümetin düzenleme, yönetme ve sorumlu yapay zeka kullanımını teşvik etme kapasitesini artırmaktadır.
      • Küresel Öncülük ve Yapay zeka İttifakı: Kararname, yapay zekanın sorumlu bir şekilde kullanımı için uluslararası iş birliğinin gerekliliğini vurgulamakta, yapay zekanın riskleri ve faydalarını dengelemek için uluslararası ortaklarla diyalogu teşvik etmekte, güvenlik ilkelerini savunmakta ve eşitsizlikleri derinleştirmeden veya insan haklarını tehlikeye atmadan dünya çapında fayda sağlanmasını hedeflemektedir.
      1. Güvenlik ve Emniyet

      Bu kısımda, yapay zeka uygulamalarının güvenliği ve emniyeti ile ilgili dikkate değer konular bulunmaktadır.

      • Yapay Zeka Kırmızı Ekip Testleri (AI Red-Teaming)

      Kararname, özellikle çift kullanımlı temel modeller (dual-use foundation models) üzerinde çalışan geliştiriciler için kritik bir güvenlik önlemi olarak yapay zeka kırmızı ekip testlerini zorunlu kılmaktadır. Bu yapılandırılmış karşıt test, zararlı çıktıları veya kötüye kullanımı önlemek için sistem zafiyetlerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. İlgili taraflar, bu test sonuçları hakkında düzenli raporları, Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nün (NIST) Direktörünün rehberliğine uygun olarak Federal Hükümet’e sunmak ve sistem performansını ve güvenliğini artırmak için uygulanan azaltma çabalarının etkinliği hakkında detaylı bilgi vermekle yükümlüdür. Kararname ayrıca, milli güvenlik sistemleri hariç olmak üzere, bu kırmızı ekip aktivitelerinin standardizasyonu için rehberlikler geliştirilmesini ve böylece yapay zeka sistemlerinin güvenli ve güvenilir bir şekilde konuşlandırılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

      • Çift Kullanımlı Temel Modeller

      Çift kullanımlı temel modeller geliştiren taraflar, geniş uygulanabilirliklerinin güvenlik ve kamu güvenliğini ilgilendiren potansiyel risklerle dengelenmesini vurgulayacak şekilde Kararname kapsamında sıkı bir uyuma tabidirler. Geniş parametre sayıları ve çok yönlülükleri ile ayrılan bu tür yapay zeka modellerinin yaratılışlarıyla ilgili faaliyetlerin, ileri tehditlere karşı bulundurduğu güvenlik ve bütünlük önlemleri de dahil olmak üzere belirli özelliklerinin geliştiriciler tarafından Federal Hükümet’e bildirilmesi gerekecektir. Aynı zamanda, geliştiricilerin bu sistemlerin güvenliğini ve emniyetini doğrulamak için kırmızı ekip testlerini içerecek şekilde güvenli yapay zeka uygulamaları için rehberlikler oluşturmaları beklenmektedir. Üstelik Kararname, geniş çapta kullanılabilir çift kullanımlı model ağırlıklarının (widely available model weights) risklerini ve faydalarını değerlendirmek için danışmanlık niteliğinde iş birliği çağrısında bulunmakta ve bu etkili yapay zeka araçlarının sorumlu bir şekilde yönetilmesi için politika önerileri içeren bir rapor hazırlanmasını gerektirmektedir.

      • Geniş Çapta Kullanılabilir Model Ağırlıkları

      Yenilik ile güvenlik arasındaki mübadele dengesine dikkat çeken Kararname, geniş çapta kullanılabilir ağırlıklara sahip çift kullanımlı temel modellerin kapsamlı şekilde değerlendirilmelerini talep etmektedir. ABD Ticaret Bakanı, bu modellerin tam kapsamlı sonuçlarının ölçüp biçilmesi üzerine çeşitli sektör paydaşlarına danışmakla görevlidir. Bu diyalog, yapay zekanın ilerleme potansiyelinin güvenlik önlemlerine karşı taşıdığı risklere ağır basmasını amaçlamaktadır. Bu süreçten elde edilen bilgiler, bu tür modellerin geniş çapta erişilebilir kılınmasının riskleri ve avantajları hakkında ABD Başkanı’na gönderilecek detaylı bir rapora katkıda bulunacak ve güvenlik risklerini kontrol altında tutarken faydalarını en üst düzeye çıkarmak için politika önerileri sunacaktır.

      • Hizmet Olarak Altyapı (“IaaS”) Sağlayıcıları

      Ulusal siber güvenliği güçlendirmek adına Kararname, ABD’nin IaaS tekliflerinin uluslararası siber tehditler tarafından kötüye kullanılmasını önlemek için IaaS sağlayıcılarından ilave eylemler talep etmektedir. Belirlenen zaman dilimi içinde ABD Ticaret Bakanı, IaaS sağlayıcılarının yabancı işlemlere ilişkin kapsamlı kayıt tutmalarını zorunlu kılacak düzenlemeleri taslak haline getirecektir. Bu kurallar, ABD’nin IaaS ürünlerini kullanan yabancı satıcılar bakımından müşterilerinin kimliklerini doğrulama ve detaylı doğrulama kayıtlarını tutma mecburiyetlerini getirmek suretiyle ABD’nin IaaS ürünlerinin yasadışı kullanımını kısıtlamak için tasarlanmıştır. Bu adımlar, karmaşık tehditlere karşı siber altyapının bütünlüğünü korumayı ve IaaS sağlayıcılarının ulusal güvenlik öncelikleriyle uyumlu hale gelmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Ticaret Bakanı, bu düzenlemeleri uygulama yetkisine sahip olacak ve sağlayıcıların, ABD’nin IaaS ürünlerinin kötüye kullanılmasını önlemek için en yüksek güvenlik standartlarını sürdürmelerini talep edecektir.

      1. Yapay Zeka Tarafından Üretilen İçeriklere İlişkin Konular
        • Yapay Zeka Tarafından Üretilen İçeriğin Doğrulanması

      Yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin yayılım hızının dikkate alınması sonucu, bunlara ilişkin mevcut ve olası içerik doğrulama ve kaynak izleme standartları zorunlu bir rapor ile özetlenecektir. Belirlenen süre içinde dijital içeriklerin doğrulanması için kapsamlı rehberlikler oluşturulacak, başta filigran uygulamaları olmak üzere yapay zeka sentezli medya için etiketleme uygulamaları hayata geçirilecek ve aldatıcı veya zararlı nitelikteki yapay zeka üretimi materyallerin tespiti ve önlenmesi geliştirilecektir. İdareler arası iş birliği yoluyla bu doğrulama araçları ve yöntemleri üzerine rehberlikler oluşturulacak ve düzenli olarak güncellenecektir. Ayrıca, sentetik medyanın yükselişi karşısında resmi içeriklere olan güvenilirliği ve kamu güvenini artırmak amacıyla, idarelere dijital çıktılarını doğrulama ve etiketleme talimatları verilecektir.

      • Yapay Zekada Patent ve Telif Hakkı

      Kararname, yapay zeka ve fikri mülkiyet hukuku kesişiminde yeni esaslar belirlemektedir. İlk olarak buluş sürecinde yapay zekanın rolüne ilişkin rehberlikler çıkarılması ve özellikle mucitlik kriterlerinin açıklığa kavuşturulması çağrısında bulunulmaktadır. Bunun ardından, patent uygunluğuna ilişkin mevcut standartlarının değiştirilebileceği ihtimali dikkate alınarak yapay zeka ile ilgili fikri mülkiyet meselelerinin kapsamlı bir incelemesinin yapılması zorunlu kılınmaktadır. Yaklaşmakta olan yapay zeka ve telif hakkı üzerine yapılacak çalışmayla birlikte, yapay zeka tarafından yaratılan içeriklerle ilgili karmaşıklıklarla başa çıkmak ve yapay zeka geliştirmelerinde telif hakkı içeren materyallerin kullanımını belirginleştirmek için ek öneriler geliştirilecektir.

      1. Önemli Diğer Konular
        • İnovasyon ve Rekabet

      Rekabetçi ve kapsayıcı bir yapay zeka ortamı geliştirmeyi hedefleyen idareler, tekelleşme eğilimlerini bozma ve görece küçük oyunculara pazar erişimini artırma amacıyla atanmış yeni görevler ile harekete geçecektir. Odak noktası, önemli teknolojik girdilere açık erişimi garanti altına almak ve haksız piyasa uygulamalarına engel olmaktır. Bu hedefler doğrultusunda, yapay zekanın ilerlemesi için kritik öneme sahip yarı iletken sektöründe geniş katılımı teşvik etmek üzere CHIPS Yasası kapsamında önlemler alınmaktadır. ABD Küçük İşletmeler İdaresi de yapay zeka alanında faaliyet gösteren küçük işletmeleri desteklemek ve büyütmek için kaynakları stratejik olarak dağıtmaya hazırlanmakta, bu da tüm piyasa katılımcıları için adil bir inovasyon ekosistemi yaratma konusunda kararlı bir çabayı yansıtmaktadır.

      • Gizlilik

      Yapay zekanın ilerlemesi, sağlam gizlilik korumalarını gerektirmektedir. Bu amaçla ilgili taraflar, bireylerin hassas verilerini yetkisiz erişimden ve kötüye kullanımdan korumak için, örneğin gizliliği artıran teknolojiler (privacy-enhancing technologies), kullanmak suretiyle veri yönetiminin güvenli, yasal ve risk azaltıcı olmasını sağlamakla görevlendirilmişlerdir. Bunun yanı sıra, kişisel bilgi akışlarının üzerindeki denetimi güçlendirmek amacıyla veri tedariki uygulamalarının zorunlu değerlendirilmesi yapılacaktır. Geliştiriciler ve idareler, dijital çağda kişisel gizliliğin bütünlüğünü koruyabilmek için yapay zeka uygulamalarının geliştirme ve dağıtımının tüm aşamalarında gizlilik ve güvenlik değerlendirmelerini entegre etmek zorundadırlar.

      • Tüketicilerin Korunması

      Yapay zeka ve yapay zekaya entegre ürünler yaygınlaştıkça, ABD yönetimi de tüketici korumalarını sürdürme çabalarını yoğunlaştırmaktadır. Düzenleyici kurumlar, tüketicileri yapay zeka ile ilgili aldatıcı uygulamalardan, önyargılardan, ayrımcılıktan ve gizlilik ihlallerinden korumak için tam yetkilerini kullanmaya çağrılmakta, aynı zamanda ilgili taraflarca üçüncü taraf yapay zeka hizmetlerinin şeffaflığını ve kapsamlı değerlendirilmesini sağlamakla yükümlü tutulmaktadırlar. Bunun yanında özellikle sağlık ve finans gibi hayati sektörlerde yapay zekaya özgü riskleri önlemek için tüketicileri koruyan mevcut yasalara bağlılık vurgulanmaktadır. Paralel olarak, hizmet kalitesini ve erişilebilirliğini artırırken tüketici güvenliği ve haklarını korumayı amaçlayan sorumlu yapay zeka kullanımını teşvik etme konusunda altta yatan bir kararlılık bulunmaktadır.

      • Sivil Haklar ve Önyargıların Defi

      ABD hükümeti, yapay zeka ile ilgili olarak sivil haklar, adalet, kolluk kuvvetleri ve ceza adaleti sistemi üzerindeki dikkatini artırmaktadır. Gözetimlerden adli değerlendirmelere kadar yapay zeka uygulamalarının yoğun denetimi, adil ve tarafsız yargı süreçlerine destek olacak şekilde uygulanacaktır. Kolluk kuvvetleri, olağan çalışmalarına giderek daha fazla teknik uzmanlık entegrasyonunu sağlayacak ve sorumlu bir şekilde yapay zeka kullanımı için en iyi uygulamaları paylaşacaktır. Ayrıca ABD Adalet Bakanı, yapay zekanın adalet sistemine etkisini değerlendirmek, özellikle önyargı ve ayrımcılığı ortadan kaldırmaya odaklanmak üzere kapsamlı bir rapor hazırlamakla görevlendirilmiştir.

      1. Sonuç

      Kararname, yapay zekanın toplumsal normların dokusuna entegrasyonu için stratejik bir yol haritası oluşturmakta, sivil özgürlüklerin korunmasını önceliklendirerek ve yeniliği teşvik ederek, faydanın tüm sektörlere eşit dağıtılmasını sağlamaktadır. Hükümet organları ve yapay zeka geliştiricileri için katı uyum protokolleri öngörülmekte, yapay zeka teknolojilerinin güvenlik, emniyet ve etik uygulamalarının son derece önemli olduğu vurgulanmaktadır. Kararname; gizlilik, tüketicilerin koruması ve rekabetçi uygulamaların teşvik edilmesi için proaktif bir yaklaşım beklerken, yapay zeka sistemlerinde şeffaflığa ve hesap verebilirliğe duyulan kritik ihtiyacı da ön plana çıkarmaktadır.

      Nihayetinde Kararname, yapay zekanın sorumlu kullanımı için bir pusula işlevi görmekte ve teknolojik ilerlemenin adil ve adalet temel değerlerle uyumlu olmasını sağlamaktadır. Federal kuruluşlar, kolluk kuvvetleri ve özel sektör paydaşları arasında, tüketicilerin ve iş gücünün refahını koruyup artıran yüksek standartların sürdürülmesi için bütünleşik bir çaba teşvik edilmektedir. Yapay zeka geliştiricileri, yapay zeka sistemlerinin, sivil hakları onurlandıran ve kamuoyunda güven uyandıran şekillerde tasarlanıp yönetilmesini, bu kapsamda dikkati ve etiği gerektiren bir rejimle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu birleşik strateji, ABD’deki yapay zeka ilerlemelerinin olumlu etkiler bırakmaya devam etmesini amaçlamakta, sorumlu inovasyonu teşvik ederken toplumu potansiyel kötüye kullanımlara ve risklere karşı dikkatlice korumayı hedeflemektedir.

       

      KAYNAKLAR

      Executive Order on the Safe, Secure, and Trustworthy Development and Use of Artificial Intelligence | The White House

      Key takeaways from the Biden administration executive order on AI | EY – US

      FACT SHEET: President Biden Issues Executive Order on Safe, Secure, and Trustworthy Artificial Intelligence | The White House

  • Türkiye’de Kriptopara Yasal Düzenlemeleri Paneli

    Yönetici Ortağımız Elçin Karatay ETHGünü nde “Türkiye’de Kriptopara Yasal Düzenlemeleri” panelinde sahnedeydi. Nesibe Kırış moderatörlüğündeki panelde Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu, CIPM ile birlikte Türk Hukuku kapsamında; Kriptoparaların ödemelerde kullanılması yasağı, blokzincir projelerinde yatırım, kriptopara arzları, blokzinciri ve veri koruma, DAO’lara Türk Hukuku’nda yaklaşım, güncel dava ve uygulamalar konuşuldu.

    🔗 Oturum kaydını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

    https://lnkd.in/eHBb95uP

  • EU Competition Valve Fine

    The General Court of the European Union (“General Court”) has corroborated the European Commission’s (“Commission”) decision that the actions of Valve Corporation, in tandem with five major PC video game publishers, infringed European Union (“EU”) competition law. The violation revolves around the geo-blocking of activation keys on Valve’s well-known Steam platform, which unlawfully restricted cross-border sales of specific PC video games. In this legal insight, we will examine the case as well as the competition law rules it touches upon.

    1. Background

    Upon receiving intelligence regarding the geo-blocking of specific PC video games on Steam based on users’ geographical locations, the Commission launched an investigation. The probe, which covered incidents between 2010 and 2015, revealed that Valve, in collaboration with five game publishers – namely Bandai Namco, Capcom, Focus Home, Koch Media, and ZeniMax – implemented territorial control functionalities. This primarily impacted the Baltic countries and regions in central and Eastern Europe. The overarching intention appeared to be the prevention of game acquisitions at lower prices in certain territories by users or distributors in countries where the prices were significantly higher. On 20 January 2021, the Commission affirmed that these practices violated EU competition law by restricting cross-border sales through anti-competitive agreements or concerted practices.

    Valve filed a case with the General Court of the European Union, aiming to overturn the decision as it pertained to them. However, the General Court corroborated the Commission’s decision and ruled against Valve’s appeal.

    1. Valve’s Arguments

    Valve’s and the publishers’ arguments may be summarized as follows:

    • The proof of collusion is contestable; there was no “concurrence of wills” in the parties’ actions.
    • Valve’s conduct was driven by the individual unilateral decisions of the publishers. Valve emphasized its role as merely an intermediary, while the publishers stressed that they acted independently in their pricing and distribution decisions.
    • The Commission misinterpreted the concept of “restriction of competition by object” in the context of the parties’ actions.
    • The Commission’s decision did not adequately analyze the economic and legal context of the geo-blocking of Steam activation keys.
    • Valve positioned the Steam platform more as a copyrighted product than merely a service, hinting at its unique market position.
    • Valve highlighted that it derived no economic benefit from the geo-blocking practices.
    • Geo-blocking was limited in scope, impacting only a minority (3%) of games, and should be deemed negligible.
    • Geo-blocking has pro-competitive effects, ensuring market accessibility and competitive prices across regions. Without geo-blocking, differential pricing strategies would fail, leading to an overall increase in prices. Therefore, the Commission did not adequately consider the pro-competitive effects highlighted during the administrative procedure.
    • The copyright rule, which protects the sale of digital copies, was pointed out to justify the practices in question.
    1. The Commission’s Counter Arguments Backed by The General Court
    • The distinction between “restriction by object” and “restriction by effect” was clarified, with geo-blocking classified as a ‘restriction by object’. In other words, agreements that restrict competition by their very nature do not necessitate an investigation into their effects on competition.
    • Both Valve and the publishers did indeed derive economic advantages from the geo-blocking practices. Nonetheless, economic gain is not a requisite for an infringement of Article 101 of Treaty on the Functioning of the European Union (“TFEU”).
    • The extent of geo-blocking (even if small) does not negate its detrimental nature.
    • Claims of pro-competitive effects must be substantiated, relevant, and specific to the concerned agreement. Mere unsubstantiated claims of pro-competitive effects are not sufficient to dismiss the characterization of ‘restriction by object’.
    • Price reductions for consumers do not automatically imply a pro-competitive effect.
    • The legal and economic contexts indeed support the Commission’s perspective that Valve’s actions were restrictions by object.
    • Valve’s considerable role, considering its control over the Steam platform and its involvement in the alleged practices, goes beyond a mere “intermediary” status.
    • Even though only 3% of games were affected by geo-blocking, the Court determined this impact was detrimental to the internal market.
    1. The Implementation of Article 101 of TFEU to The Case

    4.1. TFEU 101 In General

    Article 101 of TFEU prohibits agreements, decisions, and concerted practices between businesses that could adversely affect trade between EU Member States or that prevent, restrict, or distort competition, whether by effect or by object, within the EU’s internal market. This encompasses actions such as fixing prices, controlling markets, dividing territories, applying dissimilar terms to equivalent transactions, or imposing unrelated conditions in contracts. Any agreements that violate this Article are rendered automatically void. Nevertheless, there is an exception: If such practices lead to substantial benefits like enhancing production efficiency, fostering technological or economic progress, or if they allow consumers to share in those benefits without eliminating competition for a substantial part of the products in question, they might be exempted from this prohibition.

    4.2. Concerted Practices and the Concurrence of Wills

    The essence of an agreement or concerted practice under Article 101 of TFEU is encapsulated by the concept of a “concurrence of wills” – a shared understanding or mutual intention between parties, even in the absence of a formal agreement. In examining the behavior between Valve and the publishers, the Commission argued that their conduct constituted such ‘agreements’ or ‘concerted practices’. Notably, even passive involvement, such as tacitly approving an unlawful act without objection, can be viewed as a breach of Article 101 of TFEU. In the Commission’s opinion, geo-blocking could not have been a unilateral decision; both Valve and the publishers were implicated. The evidence pointed to a joint intent between Valve and the publishers to enforce geographical restrictions using geo-blocked keys.

    To ascertain a violation of Article 101 of TFEU, there must be compelling evidence of collusive action that hampers competition. Explicit agreements are not the sole indicators; actions reflecting a mutual intent to stifle competition are also incriminating. The Commission emphasized this shared intent, especially concerning the restriction of passive sales through geo-blocked keys. Truly unilateral actions, made autonomously, do not contravene Article 101(1) of TFEU. However, actions that might seem unilateral but bear the implicit agreement of others can be classified as violations. This underlines that the actual behaviors and mutual understandings of the parties, rather than merely formal agreements, play a crucial role in detecting anti-competitive conduct.

    4.3. Restriction By Object and Geo-Blocking

    The Commission and the General Court interpreted Valve’s geo-blocking of Steam keys as an inherent “restriction of competition by object” under Article 101 of TFEU. This concept suggests that certain behaviors, like geo-blocking, are intrinsically harmful to competition, thus eliminating the need to investigate their specific effects. Geo-blocking limits access based on a user’s geographical location within the European Economic Area (EEA), preventing consumers from accessing games sold at more favorable prices in another EEA country—a direct impediment to “parallel imports.” Such practices inherently challenge the EU’s foundational principle of a unified, integrated market.

    The Commission relied on past rulings from the Court of Justice of the European Union (CJEU), which typically regard agreements that inhibit parallel trade based on geography as inherently harmful under Article 101 of TFEU. Agreements that artificially divide this market, particularly along national boundaries, contravene the Treaty’s objectives. It is important to distinguish between active sales (directly targeting customers in a specific region) and passive sales (responding to unsolicited requests regardless of origin). Geo-blocking impedes passive sales, preventing game sales to users reaching out from a different EEA country. Even though Valve argued that past parallel import rulings were mainly centered on supplier-distributor dynamics and might not be relevant in this context, the fundamental anti-competitive aspect—blocking parallel imports—remains consistent. The Commission’s evaluation determines that geo-blocking agreements inherently hamper competition, thereby shifting the burden onto Valve to demonstrate otherwise.

    1. Relationship Between Copyright and EU Competition Law

    During the proceedings, considerable emphasis was placed on the interplay between EU competition law and copyright. Valve, underscoring its rights under copyright law, defended its geo-blocking approach, contending that they were protecting the commercial interests of copyright holders by offering licenses in exchange for remuneration. The General Court, however, refuted this claim. They clarified that while copyright law does protect commercial interests and permits licensing against payment, it does not grant right holders the authority to maximize remuneration or artificially differentiate prices across national markets. Consequently, the Court deduced that Valve’s geo-blocking was not primarily a tool to protect copyrights. Rather, it was tactically implemented to thwart parallel imports with the goal of securing increased royalties and profit margins.

    The debate highlighted the complexities of balancing intellectual property rights, particularly copyright, with EU competition regulations. While Article 101 of TFEU aims to prevent anti-competitive practices, Valve contended that their actions aligned with copyright protections, positing that their copyrighted platform inherently permitted certain restrictions, such as geo-blocking. However, both the Commission and the General Court challenged this perspective, underscoring that while copyright affords specific rights, it does not provide immunity from competition regulations. Consequently, invoking copyright as a defense for practices that hinder market access or skew competition is at odds with EU competition norms.

    1. The Outcome

    The General Court aligned with the Commission’s stance, classifying Valve’s geo-blocking practices as intrinsically anti-competitive under Article 101 of TFEU. Despite Valve’s claims concerning pro-competitive effects and the intricacies of copyright, their defenses were deemed inadequate to offset the anti-competitive essence of their activities. The ruling underscored the EU’s dedication to enforcing competition principles, even within digital domains. Following this judgment, while the five cooperating publishers were subjected to a reduced fine of €7.8 million in acknowledgment of their collaboration, Valve, having contested the charges, faced the full penalty of €1.6 million. It is worth noting that Valve had previously clarified that the constraints were not for games directly retailed on Steam but pertained to territorial locks on keys implemented at the request of the publishers. Addressing the EU’s concerns, Valve had largely deactivated such regional locks by 2015.

     

    Sources:

    Online video games: the General Court confirms that geo-blocking of activation keys for the Steam platform infringed EU competition law (europa.eu)

    Valve fails to get out of paying its EU geo-blocking fine (engadget.com)

    CURIA – Documents (europa.eu)